Çevikleştiremediklerimizden Misiniz?

Melike Ceren İnan
3 min readFeb 17, 2019

Herkesin diline dolanmış, moda kelimemiz artık: Agile olmak.

Efendim, Agile Metodolojiyi kullanıyorlar biz de Agile olmalıyız.

Arkadaşlar, gittiğimiz eğitimde Agile’lığın önemini anlattılar, biz de Agile olmalıyız.

Kaynak: http://anagilemind.net/2015/02/07/collection-of-agile-related-memes/

Agile olmayı Türkçe’ye çevik olmak şeklinde çevirip öyle devam edelim.

Peki sizce neden çevik olmayı bu kadar çok konuşmaya başladık?

5–10 kişilik ekipler sınırlı kaynaklarına rağmen hiç fark etmediğimiz alanlarda çözümler, harika ürünler üretmeye başladı. Onlara girişimler dedik. Ekonominin varolan oyuncuları kaynak açısından bolluklar içerisinde yaşamasına rağmen bu şekilde hareket edemiyorlardı. Onları da kurumsallar diye ayırdık. Hatta kurumsal Titanik’lerin bazıları tarih sahnesinden silerken gidişlerini ilgiyle izledik.

Kaynak: http://eppsnet.com/2016/06/if-the-titanic-sank-today/

Girişimler neyi farklı yapıyordu? Aslında çok basit: Kurumsal bürokrasi, hiyerarşi ve süreçlerin getirdiği ağırlık olmadan hayatta kalmaya çalışıyorlar, çok hızlı hareket edebiliyorlardı.

Peki hızlı olmak yeterli mi? Hızlı olmakla çevik olmak aynı şey mi? Tam olarak değil. Çevik olmanın içerisinde yeni durumlara karşı pozisyon değiştirebilmenin hareket edebilmenin önemli bir yeri var. Bir yere son hızla gidebilirsiniz ama duvara çarpmadan yönünüzü değiştirmiyorsanız çok sert sonuçlarla da karşılaşabilirsiniz.

Çevikliğin Şartı 5 Midir?

Çeviklik belli kurallar ve seremoniler çerçevesinde gerçekleşmiyor. Bu aslında ekibinizde bulunması gereken bir kafa yapısı, şirketinizde bulunması gereken bir kültür. Siz insiyatif verecek kadar ekibinize güvenmelisiniz, ekibiniz de insiyatif alacak heyecanda olmalı. Eğer ekibiniz challenge etmiyorsa, neyi değiştirip neyi farklı yapabileceğini düşünmüyorsa haftanın 5 günü “Daily Standup” yaptığınızı düşünürken aslında çılgınlar gibi zaman kaybedersiniz.

(Zaman Kaybı) = (Ekip Büyüklüğü) x (Daily Standup Süresi) x (Çalışma Günü)

Ortalama 6 kişilik bir ekip böylece günde 15 dk üzerinden haftalık 8 saatini sadece çevik olmanın 1(bir) ritüeline harcayabilir.

Buddha’nın meşhur “Devoid traditions, devoid rituals / Gelenekleri bırakın, ritüelleri bırakın” sözünü kendinize hatırlatın. Aslolan şey ritüeller değil bakış açınız yoksa ritüeller sizi ağırlaştırabilir. Challenge ettiğiniz sürece dinç kalmaya devam edersiniz, hep sorgulayın.

Photo by İrfan Simsar on Unsplash

Sadece teknik ekip çevik olsa olmaz mı?

Olmaz. Tek isteğiniz daha hızlı ürün çıkarmak olsa bile olmaz. Teknik ekip çevikliği benimsemeye başladığında onu besleyecek strateji ve pazarlama gelişmezse aralarında bir boşluk oluşuyor. Bu boşluk daha sonra ekipler arası birlikte başarmada derin çatlaklar ve ileride büyüyerek uçurumlar yaratabiliyor. Teknik ekip çevikliğin gereği olarak kararlar alabiliyor ve bu diğer ekiplerin istekleriyle uyuşmayabiliyor. Öyle olunca hızlı bir şekilde yanlış yöne gidebiliyorsunuz. Çevik olacağız demeden önce diğer yapılarınızda buna hazır mı bir kontrol edin.

Piri’de çevikliği kendimize uygun bir şekilde yorumlayarak şekle şemale takılmadan sağlamaya özen gösteriyoruz. Tüm ekip olarak sprintlerle çalışıyoruz.(Şekle şemale takılmadan dedikten sonra şekil şemalden bahsetmek) Deneyip hızlı sonuç alabileceğimiz bir varsayımlarımızın listesi var ve bu sprintlerde onları deneyip görmeye çalışıyoruz. Her Pazartesi geçtiğimiz hafta neleri gördük, bu hafta neleri deneyeceğiz birlikte bakıyoruz. Bir hafta Sultanahmet Meydanı’nda broşür dağıtırken öbür hafta Galata’da Sultanahmet’te öğrendiklerimizle yeni şeyler deniyoruz. Böyle olunca da yeni fikirler en kolay şekilde uygulanarak deneniyor ve eğer istediğimiz seviye sonuçlar geliyorsa teknik açıdan nasıl desteklenebileceğine teknoloji ekibiyle birlikte bakıyoruz.

Ekip olarak çok sevdiğimiz Yunus Emre’nin çeviklikle ilgili çok güzel bir sözü var:

Photo by Rudney Uezu on Unsplash

Çevik bahri olmak gerek, bir denize dalmak gerek,
Bir cevher çıkarmak gerek, sarraf onu bilmez ola.

Eğer çevik bahri olmak istiyorsanız tüm yapılarınıza bu çevikliği kazandırmalısınız. Ancak bu şekilde kurumsal da olsanız girişim de olsanız kendinize uygun ve özgün çevik yapılarınızı geliştirebilirsiniz. Yunus Emre’nin de dediği gibi çevik olmak için dalacağınız deniz kendinizsiniz, cevheri çıkaracağınız yer de bu yüzden kendi ekibinizden başkası değil.

--

--

Melike Ceren İnan

Product person. Loves creativity and technology. Feels like a pseudo-engineer. Pursues a meaningful life.